MuratDemirtas
Yeni üye
Söyleyecek bir şey yok. Kulaktan dolma saçma sapan şeyleri güvenle söylerken, aynı zamanda yaptığı iş söylediği şeylere bu kadar tersken nasıl insanın yüzü kızarmaz, rahatsız olmaz akıl alacak bir şey değil. Bir mucize olsa da bir günlüğüne karakter, akıl ve bilim inse kafalarına da ne hâlde olduklarını kendileri görebilse. Onun dışında söylenecek söylenmiş zaten.
Berkay,
Hindistan tarih boyunca ticaret yollarının göbeğinde bulunmuş; tekstilinden, baharatına envai çeşit ürünün sağlandığı bir yer. Genel kültür olarak Kolomb'un Amerika'yı keşfedeceği yolculuğa Hindistan'a diye çıkmasından işgillenebiliriz en azından. Şu anda da nüfusunun çokluğunu ve geleneksel fakirlik kültürünü dışarıda tutarsak; en büyük ve en hızlı büyüyen ekonomilerden bir tanesi diye biliyorum (wikipedia'ya göre GSMH satın alım gücü olarak (ABD, Çin ve Japonya'nın ardından) 4. büyük ekonomiymiş).
Din meselesine gelirsek ilk müşterilerinden biri İslâm kültürü olmuş; bugün övünerek anlattığımız mistik felsefelerin ve pratiklerin çoğu Hint etkisiyle ortaya çıkıyor. Bugünkü Budizm ve Yoga meselesi ise parçalanmamak için pazarlanmaya başlamasıyla değil İngiliz sömürgesi döneminde oradaki bilginin Batı'ya taşınmasıyla başlıyor. Haliyle bir süre sonra, ileride oryantalist olarak etiketlenecek yapıtların yanında Hint düşüncesinden etkilenmiş Schopenhauer gibi filozoflar, Herman Hesse gibi yazarlar ortaya çıkıyor. Arkasından 60'lar ve 70'lerdeki gençlik hareketleriyle bir şekilde, muhtemelen felsefesindeki uyum nedeniyle, popülerlik kazanıyor. Benim fikrim, Budizm'in Hıristiyanlık, Müslümanlık gibi organize bir din olmamasının, yani cami, kilise gibi kurumlara ciddi bir bağımlılık içermemesinin etkisi vardır seküler dünyada popülerleşmesinde. Bugünlerde, en azından Batı'da, salon aktivitelerinden biri gibi görünüyor. Ticâri bir tarafı olsa da (parayı kazanan Hintli değil çoğu zaman zaten) bunun Hindistan'ın ekonomisine veya milli birlik ve beraberliğine bir katkısı olduğunu hiç sanmıyorum.
Kaldı ki Hint kültürü ve türevleri ile zerre kadar ilgilenmeyen biri olarak diyebileceğim bu kadar. Mutlaka ilgilenen birileri daha detaylı bilgi verebilir bu konularda.
Bu tip şeylerin popüler kültür içerisinde yüzeyselleşmesi filân eleştirilebilir. Ancak, bu vatandaşların dediğinde öyle bir şey yok. Tutarlı tutarsız, ortalama insanın savunabileceği tüm argümanları savurmuş; populizmin sözlük tanımı olsa bu kadar olur. Durmuş saat bile günde iki defa doğruyu gösterir. Bu yüzden, bu tip insanların söylediklerinden fikir edinmek, argüman üretmenin sağlıklı olmadığını belirteyim.
Berkay,
Hindistan tarih boyunca ticaret yollarının göbeğinde bulunmuş; tekstilinden, baharatına envai çeşit ürünün sağlandığı bir yer. Genel kültür olarak Kolomb'un Amerika'yı keşfedeceği yolculuğa Hindistan'a diye çıkmasından işgillenebiliriz en azından. Şu anda da nüfusunun çokluğunu ve geleneksel fakirlik kültürünü dışarıda tutarsak; en büyük ve en hızlı büyüyen ekonomilerden bir tanesi diye biliyorum (wikipedia'ya göre GSMH satın alım gücü olarak (ABD, Çin ve Japonya'nın ardından) 4. büyük ekonomiymiş).
Din meselesine gelirsek ilk müşterilerinden biri İslâm kültürü olmuş; bugün övünerek anlattığımız mistik felsefelerin ve pratiklerin çoğu Hint etkisiyle ortaya çıkıyor. Bugünkü Budizm ve Yoga meselesi ise parçalanmamak için pazarlanmaya başlamasıyla değil İngiliz sömürgesi döneminde oradaki bilginin Batı'ya taşınmasıyla başlıyor. Haliyle bir süre sonra, ileride oryantalist olarak etiketlenecek yapıtların yanında Hint düşüncesinden etkilenmiş Schopenhauer gibi filozoflar, Herman Hesse gibi yazarlar ortaya çıkıyor. Arkasından 60'lar ve 70'lerdeki gençlik hareketleriyle bir şekilde, muhtemelen felsefesindeki uyum nedeniyle, popülerlik kazanıyor. Benim fikrim, Budizm'in Hıristiyanlık, Müslümanlık gibi organize bir din olmamasının, yani cami, kilise gibi kurumlara ciddi bir bağımlılık içermemesinin etkisi vardır seküler dünyada popülerleşmesinde. Bugünlerde, en azından Batı'da, salon aktivitelerinden biri gibi görünüyor. Ticâri bir tarafı olsa da (parayı kazanan Hintli değil çoğu zaman zaten) bunun Hindistan'ın ekonomisine veya milli birlik ve beraberliğine bir katkısı olduğunu hiç sanmıyorum.
Kaldı ki Hint kültürü ve türevleri ile zerre kadar ilgilenmeyen biri olarak diyebileceğim bu kadar. Mutlaka ilgilenen birileri daha detaylı bilgi verebilir bu konularda.
Bu tip şeylerin popüler kültür içerisinde yüzeyselleşmesi filân eleştirilebilir. Ancak, bu vatandaşların dediğinde öyle bir şey yok. Tutarlı tutarsız, ortalama insanın savunabileceği tüm argümanları savurmuş; populizmin sözlük tanımı olsa bu kadar olur. Durmuş saat bile günde iki defa doğruyu gösterir. Bu yüzden, bu tip insanların söylediklerinden fikir edinmek, argüman üretmenin sağlıklı olmadığını belirteyim.