Yeni hevesle, yeni bir heleycanla tekrar karşınızdayım.
Kendi kendime karar verdim; elimdeki çalgıyı (bas) çalmayı tam beceremiyor olsam da, yeni bir çalgı yeni bir hazlar evrenidir, yeni bir mutluluk kaynağıdır mottosunu şiar belleyerek uygun fiyatlı bir alto saksafon almaya niyetlendim. (Henüz niyet aşamasındayım.)
Efendim, bendeniz hayatında ağzına saksofon almış değil. (Bu forumda "Ben de var vereyim istersen eheh meheh" diyecek kadar çapsız insanların olmaması beni nasıl da rahatlatıyor!) Yani üflediğimde ses çıkarabilir miyim, bundan da emin değilim. Nefesli çalgılardan en son blok flüt çalmıştım, ortaokulda. Durum tam anlamıyla bir muamma...
Birinci şüphem, saksofon (saksofon mudur saksafon mudur bir türlü karar veremedim.) çalma konusundaki fiziksel ya da mental bir takım şartları karşılayıp karşılamadığım konusunda. Yani, nefesli sazlar kimlere gore ve niçin? Kofte dudak sahibi olmak, kuvvetli nefesi olmak ekstra avantajlar mıdır? Yoksa zorunluluk mudur? Kim rahatça çalabilir kim zorluk çeker? (Bu sorduğum soruları alto sax somutunda ele alırsanız daha mı iyi olur, ne?)
Beni endişelendiren ikinci husus ise enstruman seçiminde nelere dikkat etmemiz gerektiği. Satın almayı planladığım (hayatım plan!) alet, satıcısından oğrendiğim üzere 10 sene once 1000$'lık bir meblağ karşılığı satın alınmış EM Winston marka bir alto sax. Elbette ki, enstrumanı markasıyla değerlendirmek yanlış bir şey, ama enstruman hakkındaki bilgisi epsilona yakın biri için de ilk gozden geçirilecek kriterlerden biri. Nasıl bir markadır bu? Duyanınız, bileniniz var mı? Asıl konu, nelere dikkat etmem gerektiği demiştim. Satıcısı 10 sene boyunca topu topu 2 ay çalındığını soylüyor, geri kalan zamanda kutusunda yatmış. Acaba bu donemde durduğu yerde birtakım zararlara uğramış olabilir mi alet? Oyleyse, ille de bakım şart mıdır? Ve bu bakımın çok pahalıya mal olacağından korkmakta haklı mıyım? Astarının yüzünden pahalıya gelmesinden korkuyorum. (Alet 200 USD'ye satılıyor, neredeyse hiç çalınmamış bir alto sax'a yapılacak bakım, uygulanacak birtakım modifikasyonlar bu bedeli aşar mı?)
İnanın kafamda, çok çok sayıda soru var. Hangi birini soracağım konusundan kararsızım. Birden, henüz muhatap bulamamışken hepsini sormak da ayrıca abes ya, neyse...
Bir de eğitim meselesi var.. Herşey olumlu gitti ve aleti aldım diyelim. Ankara sınırları dahilinde nasıl bir eğitim alabilirim? Kimden? Nasıl? Başlangıç seviyesi dersleri sonrası kendi çabalarımla, birtakım metodlarla ilerleyebilmem mümkün müdür?
Sorularım şimdilik bu kadar.
Cevap verecek babayiğitlere şimdiden selam olsun.
Teşekkür ederim,
Haldun.
Kendi kendime karar verdim; elimdeki çalgıyı (bas) çalmayı tam beceremiyor olsam da, yeni bir çalgı yeni bir hazlar evrenidir, yeni bir mutluluk kaynağıdır mottosunu şiar belleyerek uygun fiyatlı bir alto saksafon almaya niyetlendim. (Henüz niyet aşamasındayım.)
Efendim, bendeniz hayatında ağzına saksofon almış değil. (Bu forumda "Ben de var vereyim istersen eheh meheh" diyecek kadar çapsız insanların olmaması beni nasıl da rahatlatıyor!) Yani üflediğimde ses çıkarabilir miyim, bundan da emin değilim. Nefesli çalgılardan en son blok flüt çalmıştım, ortaokulda. Durum tam anlamıyla bir muamma...
Birinci şüphem, saksofon (saksofon mudur saksafon mudur bir türlü karar veremedim.) çalma konusundaki fiziksel ya da mental bir takım şartları karşılayıp karşılamadığım konusunda. Yani, nefesli sazlar kimlere gore ve niçin? Kofte dudak sahibi olmak, kuvvetli nefesi olmak ekstra avantajlar mıdır? Yoksa zorunluluk mudur? Kim rahatça çalabilir kim zorluk çeker? (Bu sorduğum soruları alto sax somutunda ele alırsanız daha mı iyi olur, ne?)
Beni endişelendiren ikinci husus ise enstruman seçiminde nelere dikkat etmemiz gerektiği. Satın almayı planladığım (hayatım plan!) alet, satıcısından oğrendiğim üzere 10 sene once 1000$'lık bir meblağ karşılığı satın alınmış EM Winston marka bir alto sax. Elbette ki, enstrumanı markasıyla değerlendirmek yanlış bir şey, ama enstruman hakkındaki bilgisi epsilona yakın biri için de ilk gozden geçirilecek kriterlerden biri. Nasıl bir markadır bu? Duyanınız, bileniniz var mı? Asıl konu, nelere dikkat etmem gerektiği demiştim. Satıcısı 10 sene boyunca topu topu 2 ay çalındığını soylüyor, geri kalan zamanda kutusunda yatmış. Acaba bu donemde durduğu yerde birtakım zararlara uğramış olabilir mi alet? Oyleyse, ille de bakım şart mıdır? Ve bu bakımın çok pahalıya mal olacağından korkmakta haklı mıyım? Astarının yüzünden pahalıya gelmesinden korkuyorum. (Alet 200 USD'ye satılıyor, neredeyse hiç çalınmamış bir alto sax'a yapılacak bakım, uygulanacak birtakım modifikasyonlar bu bedeli aşar mı?)
İnanın kafamda, çok çok sayıda soru var. Hangi birini soracağım konusundan kararsızım. Birden, henüz muhatap bulamamışken hepsini sormak da ayrıca abes ya, neyse...
Bir de eğitim meselesi var.. Herşey olumlu gitti ve aleti aldım diyelim. Ankara sınırları dahilinde nasıl bir eğitim alabilirim? Kimden? Nasıl? Başlangıç seviyesi dersleri sonrası kendi çabalarımla, birtakım metodlarla ilerleyebilmem mümkün müdür?
Sorularım şimdilik bu kadar.
Cevap verecek babayiğitlere şimdiden selam olsun.
Teşekkür ederim,
Haldun.