Uzun bir süredir aklımdaydı böyle bir derleme yapmak.
Canlı performanslarda seyirciye tam olarak yansımayan ama performansın kaderini tayin eden bir iletişim vardır sanatçı ve teknik kadro arasında. Bu iletişimin sağlamlığı başarıyı getirir.
Ne var ki, sahneye yıllarını vermiş nice sanatçılar gördüm ki hâlâ sahnede teknik personelden neyi nasıl isteyeceğini bir türlü öğrenememiş. Ya vakitleri olmamış, ya kimse uyandırmamış, ya da... (kusura bakmasınlar).
Aynı şekilde ne sesçiler gördüm, müzisyene enstrumanını öğretmeye kalkan.
Benim burada gelmek istediğim nokta, bir müzisyenin sahnede bulmak istediği ve isteyeceği şeyler.
Ona karşılık da bir teknik personelin sahneye çıkan müzisyende bulmak istediği ve isteyeceği şeyler.
Tecrübelerinizi yazmak ister misiniz?
Ben başlıyorum:
MÜZİSYEN: Ses mühendisinden okey almadan asla enstrumanını ampliye takma/çıkarma/çalmaya başlama. Amplileri, hoparlörleri veya en kötüsü ters yerde yakalanması halinde ses mühendisinin kulağını patlatabilirsin. Gözün arada bir sesçiye kaysın, kendisiyle istkrarlı olarak göz göze karşılıklı onaylaşma halinde ol.
SESÇİ: Gözünü sahneden ayırma. Fosur fosur içmeyiver o sigarayı. Zaman keyif zamanı değil. Gerekirse program öncesinde git bütün müzisyenlerle tek tek birer dakika konuş, özel bir istekleri, bir sıkıntıları var mı sor, onlarla performans esnasında aranızda kullanabileceğiniz basit ama etkili bir işaret dilinde anlaş. Bu sahne ekibini rahatlatır, herşeyin yolunda gideceği sinyalini verir. Eğer onlar sahnede rahat olursa sen de aşağıda rahat olursun, zira eğer yukarıda bir sorun çıkarsa onu çözecek olan da yine sensin. Kafayı kullan, problemi çıkmadan önle. Zira çıktığında çözmek için fazla vaktin olmayacak.
MÜZİSYEN: Sesçine iyi davran. Sen daha konser alanına gelmeden saatler önce o oradaydı, sen konser alanından ayrıldıktan saatler sonra da o hâlâ orada olacak. Normalde onun aldığı parayı senin, senin aldığın parayı onun alıyor olması lazım. O yüzden en azından biraz alçak gönüllü davran, sesçiyle arkadaş ol. Emin ol, sahnede sesin iyi tınlayacaktır.
SESÇİ: Asla müzisyenlere sahnedeki bir teknik sorundan ve detaylarından bahsetme. Bilmeleri gerekmiyor, üstüne üstlük onlara bundan bahsetmek tamamıyle paniğe sürükler, performanslarını etkiler. "Nasıl geliyor?" diye sorduklarında hep gülümser yüzle baş parmağı yukarı kaldırıp "Süper!" de. Nasıl olsa seyirciye giden sesi asla duymayacaklar, duymaları da gerekmiyor. Kafanı önüne eğ, işini yap, karakter atma. Unutma, senin oradaki görevin teknik bir sorun çıkmamasını sağlamak. Dolayısı ile bir de kendin teknik problem olma. Sahneyi kurarken A/B planların hazır olsun. Her bir potansiyel problem için çözümlerini hazırla. Gerekirse bir not defterine sürekli not al.
SESÇİ/MÜZİSYEN: Asla ve asla teknik bir aksaklık yüzünden seyirciden özür dileme. Eğer senin farkettiğin ama seyirciye giden sesi tamamıyle etkilemeyen bir sorun ise büyük bir ihtimalle seyircinin %99.9'u onu farketmemiştir bile. O farkeden %0.1 de mutlaka birkaç teknokafa zıpırdır, bütün gün de konuşsalar kimse onlara kulak vermez.
SESÇİ: Yalnız çalışma. Kendine kafası çalışan, sistemi temel olarak anlayabilen, sağa sola koşturabileceğin bir asistan bul.
MÜZİSYEN: Yalnız çalışma. Kendine kafası çalışan, enstrumanını tanıyan, gözünü sahnede senden ayırmayacak bir asistan bul.
ASİSTAN: Çuval ağzı aç, uyuma.
Devam etmek isteyen?
Canlı performanslarda seyirciye tam olarak yansımayan ama performansın kaderini tayin eden bir iletişim vardır sanatçı ve teknik kadro arasında. Bu iletişimin sağlamlığı başarıyı getirir.
Ne var ki, sahneye yıllarını vermiş nice sanatçılar gördüm ki hâlâ sahnede teknik personelden neyi nasıl isteyeceğini bir türlü öğrenememiş. Ya vakitleri olmamış, ya kimse uyandırmamış, ya da... (kusura bakmasınlar).
Aynı şekilde ne sesçiler gördüm, müzisyene enstrumanını öğretmeye kalkan.
Benim burada gelmek istediğim nokta, bir müzisyenin sahnede bulmak istediği ve isteyeceği şeyler.
Ona karşılık da bir teknik personelin sahneye çıkan müzisyende bulmak istediği ve isteyeceği şeyler.
Tecrübelerinizi yazmak ister misiniz?
Ben başlıyorum:
MÜZİSYEN: Ses mühendisinden okey almadan asla enstrumanını ampliye takma/çıkarma/çalmaya başlama. Amplileri, hoparlörleri veya en kötüsü ters yerde yakalanması halinde ses mühendisinin kulağını patlatabilirsin. Gözün arada bir sesçiye kaysın, kendisiyle istkrarlı olarak göz göze karşılıklı onaylaşma halinde ol.
SESÇİ: Gözünü sahneden ayırma. Fosur fosur içmeyiver o sigarayı. Zaman keyif zamanı değil. Gerekirse program öncesinde git bütün müzisyenlerle tek tek birer dakika konuş, özel bir istekleri, bir sıkıntıları var mı sor, onlarla performans esnasında aranızda kullanabileceğiniz basit ama etkili bir işaret dilinde anlaş. Bu sahne ekibini rahatlatır, herşeyin yolunda gideceği sinyalini verir. Eğer onlar sahnede rahat olursa sen de aşağıda rahat olursun, zira eğer yukarıda bir sorun çıkarsa onu çözecek olan da yine sensin. Kafayı kullan, problemi çıkmadan önle. Zira çıktığında çözmek için fazla vaktin olmayacak.
MÜZİSYEN: Sesçine iyi davran. Sen daha konser alanına gelmeden saatler önce o oradaydı, sen konser alanından ayrıldıktan saatler sonra da o hâlâ orada olacak. Normalde onun aldığı parayı senin, senin aldığın parayı onun alıyor olması lazım. O yüzden en azından biraz alçak gönüllü davran, sesçiyle arkadaş ol. Emin ol, sahnede sesin iyi tınlayacaktır.
SESÇİ: Asla müzisyenlere sahnedeki bir teknik sorundan ve detaylarından bahsetme. Bilmeleri gerekmiyor, üstüne üstlük onlara bundan bahsetmek tamamıyle paniğe sürükler, performanslarını etkiler. "Nasıl geliyor?" diye sorduklarında hep gülümser yüzle baş parmağı yukarı kaldırıp "Süper!" de. Nasıl olsa seyirciye giden sesi asla duymayacaklar, duymaları da gerekmiyor. Kafanı önüne eğ, işini yap, karakter atma. Unutma, senin oradaki görevin teknik bir sorun çıkmamasını sağlamak. Dolayısı ile bir de kendin teknik problem olma. Sahneyi kurarken A/B planların hazır olsun. Her bir potansiyel problem için çözümlerini hazırla. Gerekirse bir not defterine sürekli not al.
SESÇİ/MÜZİSYEN: Asla ve asla teknik bir aksaklık yüzünden seyirciden özür dileme. Eğer senin farkettiğin ama seyirciye giden sesi tamamıyle etkilemeyen bir sorun ise büyük bir ihtimalle seyircinin %99.9'u onu farketmemiştir bile. O farkeden %0.1 de mutlaka birkaç teknokafa zıpırdır, bütün gün de konuşsalar kimse onlara kulak vermez.
SESÇİ: Yalnız çalışma. Kendine kafası çalışan, sistemi temel olarak anlayabilen, sağa sola koşturabileceğin bir asistan bul.
MÜZİSYEN: Yalnız çalışma. Kendine kafası çalışan, enstrumanını tanıyan, gözünü sahnede senden ayırmayacak bir asistan bul.
ASİSTAN: Çuval ağzı aç, uyuma.
Devam etmek isteyen?